Demokrasi ve Katılımcılık Divanı Sonuç Bildirgesi
Jump to navigation
Jump to search
Bu doküman 3 Eylül 2023 günü 15:00 - 19:00 (EST) saatleri arasında çevrimiçi Zoom toplantısı olarak 131 katılımcı ile gerçekleştirilen Demokrasi ve Katılımcılık Divanı'nın sonuç bildirgesidir. Bu bildirge ‘Demokrasi ve Katılımcılık’ konusunda bir son söz teşkil etme amacında olmayıp konuyu gündeme getirme konu üzerinde aksiyona, müzakerelere, yayınlara ve araştırmaya teşvik etme gayesi taşımaktadır.
Genel Prensipler
Hizmet mensuplarının ‘Demokrasi ve Katılımcılık’ mefhumu ile ilgili davranışlarını aşağıdaki genel prensipler temelinde şekillendirmesi tavsiye olunur:
- Demokrasinin temel ilkeleri: Katılım, eşitlik, hesap verebilirlik, tolerans, şeffaflık, çoklu parti sistemi, kontrollü güç kullanımı, bağımsız medya, anlaşma yapma ve ekonomik inisiyatif özgürlüğü, toplanma özgürlüğü, ifade özgürlüğü, dilekçe hakkı, özgür, adil ve belli aralıklarla tekrarlanan seçimler, bağımsız mahkemeler, hukukun üstünlüğü, kamu yararı, yasama gücünü keyfilikten çıkarmak gibi ilkeler demokrasinin temel ilkeleridir. Bu ilkelerden çıkarılabilecek sonuç, birlikte yaşanılan insanlara (sadece ulusal düzeyde değil kozmopolit anlamda da) saygıdır.
- Diyalektik düşünce: Demokrasileri besleyen, sağlıklı kılan ve ayakta tutan, demokrasilerin farklı formları arasında ortaya çıkan tartışmalardaki diyalektik düşüncedir. Bu anlamda demokrasiler diyalektik sistemlerdir. Hiç kimsenin istediğinin yüzde yüz olmaması ama herkesin istediklerinin bir kısmının belirli oranlarda gerçekleşmesi demokrasilerin en açık özelliklerindendir. Bu anlamda demokrasiler totaliteryen düşüncelerden ayrılır.
- Demokratik Hareket: Tüm kurum ve kurallarıyla birlikte özgürlükçü olmayan bir sistemin demokratik kabul edilmesi mümkün değildir. Kendi içinde demokrat olmayan bir sosyal yapının toplumları demokratikleştirici en samimane gayretleri bile geniş kitleler tarafından başka veya gizli amaçların kamuflajı şeklinde algılanacaktır.
- Şeffaflık: Kamusal ve küresel alanda faaliyet gösteren bir sivil toplum hareketi olarak Hizmet Hareketi’nin katılımcıları ve kamuoyuyla paylaşamayacağı hiçbir düşüncesi, amacı, gündemi, unsuru ve faaliyeti olmamalıdır. Bu noktada; sorumluluk taşıyan, karar alma ve denetim süreçlerinde yer alan Hizmet mensuplarının şeffaflık içerisinde hareket etme, hem katılımcılarına hem de etkileşim içerisinde bulunduğu küresel kamuoyuna karşı hesap verme sorumluluğu vardır. Bununla beraber Hizmet Hareketi; bütün yapısal unsurlarını, finansal kaynaklarını ve bu kaynaklara dair tasarruflarını, her türlü eylemlerini ve faaliyetlerini, ulusal ve uluslararası alandaki Hareket bileşenlerinin ilişki sistematiğini sansürsüz şekilde kamuoyuyla paylaşabileceği bir hale getirmelidir.
- Maruz kalınan antidemokratik muamele: Zulme, adaletsizliğe, eşitsizliğe maruz kalmış veya özgürlükleri engellenmiş insanlar; demokrasinin, hak ve özgürlüklerin değerini daha iyi bilirler. Hizmet Hareketi antidemokratik süreçlerle -özellikle son 10 yılda- kendi değerlerine zıt bir konuma itilmiştir. Büyük bir yargılama dalgası ve hukuksuzluklar ile Hareket’e yakın insanları tecrit eden tenkil ortamı oluşturulmuştur. Yüz binlerce insan terörist olmakla suçlanmış, yüz binlerce Hareket mensubu cebri göçe zorlanmıştır. Yaşanan badirelerin bireysel ve kolektif bilinçlenme vesilesi olarak değerlendirilmesi Hareket’in demokrasi mücadelesini samimi ve etkili kılacaktır.
- Barış ve güven temsili: Hizmet mensupları her zaman barışın ve güvenliğin temsilcisi olan bir cemiyetin parçası olduklarının bilincindedir. Seçilerek iktidara gelenler, bireylere ve Hareket mensuplarına evrensel hukukun temel prensiplerini çiğneyerek zulüm etseler dahi onların antidemokratik bir yolla bertaraf edilmeleri asla kabul edilemez. Hizmet mensupları darbeler, şiddet, terör ve sindirme gibi hukuksuz ve adaletsiz uygulamalarla hiçbir şekilde demokrasinin gelmeyeceğine ve korunamayacağına tamamiyle kanaat getirmiştir ve bu yolda fiili veya sözlü uygulamalara karşı tavrını tüm dünya kamuoyuna ilan eder.
- İktidarın sınırlandırılması: Demokrasinin olmazsa olmazlarından biri, sadece siyasal iktidar değil toplumsal, bürokratik, sivil her türlü iktidarı sınırlandırmaktır. İktidarın nasıl sürdürüleceği ile ilgili kuralların benimsenmesi ve iktidarın belirli prosedür dahilinde devredilmesi önemlidir. Hizmet Hareketi demokratiklik iddiasında bulunmak için bu kaideleri öncelikle kendi içerisinde gerçekleştirmek zorundadır.
- Değişim ihtiyacı: Sosyal hareketler bazı hedefler üzerinden doğup yükselirler. Süreç içerisinde değişikliklere, uzlaşmalara, toplumsal olayların yol göstericiliklerine ve benzeri etkilere açıktırlar. Hizmet Hareketi; katılımcılarının talepleri, değişen coğrafya ve zamanın ruhu doğrultusunda evrensel demokratik değerlerle donatılmalıdır. Vahiy ve nebevi temelli kaynaklar öncelenerek meşveret gibi demokratik mekanizmalar aracılığıyla insanlığın kültür ve ahlak mirası da referans alınır. Hizmet, bütün paydaşları ve unsurlarıyla bir renovasyondan geçerek; çoğulcu, demokratik, özgürlükçü ve küresel bir iyilik hareketi olma iddiasını tazelemelidir.
- Yerel demokrasi: İde olarak demokrasi ile sistem olarak demokrasinin anlamları çeşitlilik gösterir. Demokrasi sadece yapılar üzerinden değil, kültür üzerinden okunmalı ve farklı demokrasi modelleri üzerine “Ne tür bir demokrasi?” sorusuna cevap aranmalıdır. Evrensel demokratik prensipler evrensel düzlemde değil, ulusal düzlemde bir demokrasi inşasında kullanılabilir. Bu yapılırken tahakkümcü modellerden, tek tipleştirme ve ötekileştirme gibi demokrasi ile bağdaşmayan uygulamalara yaklaşılmamalıdır.
- Meşveret: Ortak aklı güçlendirip kolektif hareket edilebilmesi için hoşgörünün önemsendiği, fikirlerin özgürce ifade edilebildiği bir toplum ortamı oluşturulmalıdır. İstişare kültürünün yerleştirilebilmesi katılımcılık, çoğulculuk, temsilde adalet ve meşveret esaslarına ne ölçüde riayet edildiğinin sorgulanması; hem bireysel hem toplumsal düzeyde önemli bir gerekliliktir.
- Demokrasiye engeller: Demokrasi yokuşu tırmanılmaya devam edilmektedir. Hizmet insanları demokratik olan toplumlarda bile hak ihlalleri ve değerlerin çiğnenmesi gibi sorunlar yaşanabileceğinin bilincinde olmalıdır. Niyet okuma, “Ben istisnayım, kurala uymam.” düşüncesi, bürokratik sistem arızaları, demokrasi adına yapılan zorbalıklar, azınlıkların anti-demokratik araçlarla ezilmesi, insanların inanç ve değerlerini yaşamalarının kısıtlanması, artan milliyetçilik düşüncelerinin ırkçılığa evrilmesi, eşitlik (equality) ve müspet eşitlik (equity) arasındaki farkın anlaşılmaması; kültürel, siyasi, askeri veya dini suistimaller gibi sorunlar uygulamada ideal bir demokrasi oluşmasına engel teşkil etmektedir.
Eğitim
- Uzlaştırıcı eğitim: Eğitim, farklı düşüncelerin bir araya gelip diyalektik uzlaşmanın oluşabileceği bir platform olarak değerlendirilir. Eğitim; demokratik değerlerin benimsenmesi, toplumsal katılımın artırılması ve toplumun politik bilinç düzeyinin yükseltilmesi açısından kritik bir rol oynar.
- Eğitim ile demokrasi kültürü: Hizmet Hareketi’nin demokratik kültüre katkısı Hareket’in sivilliği, eğitim merkezli oluşu, getirdiği uzlaşı ve sükunet ortamı, mesuliyet duygusu gibi iç dinamikleri ile bir model sunma çabasıdır. Eğitim toplumun farklı kesimlerini bir araya getirir ve bir uzlaşma potası oluşturur.
- Demokrasi eğitimi: Bireyler demokratik özgürlükleri, hakları ve sorumlulukları konusunda eğitilmelidir. Demokrasinin sağladığı faydaların kullanıcısı olarak kalmaktan çıkılıp katılımcı bireyler olmak önem arz eder. Özellikle gençler için bu konuda bilinçlendirici kamplar, liderlik eğitimleri ve toplumsal sorumluluk projeleri düzenlenmelidir.
- Yönetimde temsil: Eğitim materyalleri ve müfredatın; farklı kültürel, etnik ve dini değerleri harmanlayarak ele alması toplumsal uzlaşıyı destekleyen bir yaklaşımdır. Farklı kesimlerin yönetim organlarında temsil edilmesi, özellikle kadınların demokratik liderlik konumlarına gelmesi sağlıklı bir demokrasi oluşturulmasında kritik bir önem arz eder. Yeni nesil göçmenlerin yönetimde varlık göstermesi farklı ufuklar ve dinamizm sağlayacaktır. Bu maksadı haiz, okullarda kulüp ve konsey oluşturma gibi adımlar atılabilir.
Manevi Beslenme ve Geliştirme Faaliyetleri
- Mana buudlu demokrasi: İdeolojileri aşarak ruh ve mana köklerine tutunulmalı, İslam’da insan haklarının önemi vurgulanmalı, mahruti bakış ile Kur'an ve sünnet ışığında sürdürülebilir ve nazari olmayan bir demokrasi anlayışı oluşturulmalıdır. Kurani prensipleri içermeyen özgürlük arayışı kişisel esaret riskini taşır. Hizmet mensuplarının ahiret odaklı özgürlüğü anlamalarına yönelik çabalar önemlidir.
- Manevi beslenme: Hizmet Mensupları son yıllarda başlarına gelen hadiseler karşısında Furkan Suresi 63. ayetin emri doğrultusunda bir menfi ibadet olarak haramlardan kaçınıp toplumsal takva örneği sergilemiştir. Dünya tarihinin en iyi sivil itaatsizlik örneklerinden biri olabilecek bu eylemsizlikle demokrasi kültürüne etkili bir katkı sağlamıştır.
- Demokrasi eğitimi: Kur’an ve sünnet başta olmak üzere temel kaynaklarımızın demokratik ve hak odaklı sivil bakış açısını güçlendirecek başka kaynaklarla mukayeseli okunması bir ihtiyaçtır. Hizmet mensupları demokrasiye dair şahsi reflekslerini güçlendirmek, eleştirilere açık olmak ve farklı düşünceleri dinlemeyi öğrenmek gibi noktalarda gayret gösterirler.
Diyalog (Toplum İçi Barış ve Ahenk)
- Ortak masa: Ortak bir masada oturmak ve kendine yabancı ve karşıt görüşleri önyargısız dinleme kültürünü geliştirmek temel bir hedeftir. Tabulardan, geleneksel normlara dayalı kalıplardan uzak; herkesin yargılanma korkusu olmadan görüş beyan edebildiği, olaylara vicdani ve akılcı izahlar getiren yaklaşımlar hedeflenmelidir.
- Transnasyonallik (Uluslarüstülük): Hizmet Hareketi’nin yurtdışı faaliyetleri bir transnasyonal çaba ve kültürel anlamda bir model sunma arayışı olarak ele alınabilir. Uluslarüstü hareketler, getirdiği uluslararası karşılıklı bağlar ile ticari ve kültürel süreçleri inşa edebilir.
- Sekülerlik: Demokratiklik çoğulculuğu gerektirdiğinden ancak seküler sistemlerde demokrasi sağlanabilir. Burada sekülerlikten kasıt dini aktivite ve kurumların kısıtlanmasını öngören Fransız sekülerliği değil, düşünce ve ifade özgürlüğünü garanti altına alan, devlet prosedürleri ile dini kısıtlamalar getirmeyen bir sekülerizmdir.
- Demokratik süreçlere katılım: Hizmet mensuplarını çok sesli demokrasilere uyumlu olmaya ve bu demokrasilerde aktif rol almaya teşvik edilmelidir. Demokrasi kendi kaynaklarımızdan da okunmalı, bununla birlikte özellikle gençlerin demokratik kodları deneyimleyerek öğrenmeleri sağlanmalıdır.
- Göçmenlik deneyimi: Göç dalgası sonucu oluşan gettolaşma, demokratik değerleri olumsuz etkiler. Öte yandan göçmenliği her düzeyde deneyimleyen Hizmet mensupları, göç krizinin demokrasi ve insan hakları çerçevesinde aşılması adına modern demokrasilerle müşterek hareket eder. Buna binaen, göç edilen ülkenin meselelerini takip etmek, aktif rol almak, sivil alanda söz söyleyebilen bireyler olmak önemlidir. Bu yapılırken göç edilen ülkelerin kurulu düzenlerine her zaman katkı veren taraf olunamayacağı ve bu sistemlerden öğrenilecek faydalı uygulamaların da bulunduğu unutulmamalıdır.
İnsani Yardım, Sosyal Refah
- Topluluklarla etkileşim: Yaşanan haksızlık dönemi Hizmet mensuplarını, haksızlığa uğrayan topluluklarla empati yapma, dayanışma, birlikte ve huzur içinde yaşama gibi konularda olgunlaştırmıştır.
- Sivil toplum kuruluşları: Hükumetin ve diğer karar alıcıların, toplumun farklı kesimleriyle sürekli diyalog halinde olması gerekir. Sivil toplum kuruluşları, demokratik süreçlere katılımı teşvik edip hükümetin politikalarına karşı dengeleyici bir güç olarak hareket eder. Hizmet Hareketi örnek projelerle topluma ilham verir, sorunlara çözüm arar.
- Çözümün parçası olmak: Varlığının başlangıcından beri birlikte ve barış içinde yaşama dair somut örnekler ortaya koyan Hizmet Hareketi, cebri göç dalgası ile veya gönüllü hicret edilen ülkelere önemli katkılarda bulunup yerel problemlere bir çözüm olma konusunda gayret sergileyecektir. Bu amaca yönelik yardım dernekleri kurulmalı ve desteklenmelidir.
Kültür, Sanat, Spor
- Kültürel etkileşim projeleri: Farklı etnik, dini ve kültürel gruplara saygı gösterilmesi ve bu grupların haklarının korunması için kültürel etkileşim projeleri üretilebilir.
Yayınlar
- Yayıncılıkta adımlar: Hükumetlerin ve diğer güç merkezlerinin denetlenmesine katkı sağlayabilmesi için bağımsız medyanın özgürce çalışabilmesi gerekir. Bu amaçla oluşturulan yayın organları demokratik prensiplerle hareket ederek geniş kitlelere hitap etmelidir.
- Sivil hareket tüzüğü: Kamusal alanda var olma iddiasında olan oluşumların mutlaka kamuoyuna deklare ettikleri ana ilkelerini içeren bir tüzükleri olur. Bu tüzük, kendi katılımcıları, hitap ettiği kitleler ve genel kamuoyu ile sivil toplum oluşumu arasındaki bir çeşit toplumsal sözleşme olarak kabul edilir. Üzerinde mutabık kalınarak kamuoyuna deklare edilen tüzüğün kapsamı dışında veya hilafına her amaç, unsur, eylem ve tasarruf bu toplumsal sözleşmenin ihlali anlamına gelir.
- Yayınlarda kadın: Maruz kalınan insan hakları ihlalleri ve göçmenlik tecrübesi gibi özellikle kadın ve çocukların olumsuz etkilendiği hadiseler konusunda içerik üretimi yapılmalı, hikayeler anlatılırken mümkünse bireylerin hikayelerini kendilerini anlattığı bir iletişim yolu izlenmelidir. Kadınlara bu konuda alan açmak ve imkan tanımak önem arz eder.
- ‘Hakikat sonrası’ medya: Bilgi kirliliği ve yanıltıcı medyanın tehlikeleri karşısında medya okuryazarlığını güçlendirici eğitimler sunulmalı ve toplumda bilinçli ve eleştirel düşünen bireyler yetiştirilmelidir.
- Divan’a çağrı: Müzakereli demokrasi için yazılar, paneller, programlar düzenlenmeli, toplumun yaş ve kültür bakımından değişik kesimlerini barındıran çalışma grupları oluşturulmalıdır. Divan gibi, uzmanların bir araya getirilip Abant tarzı toplantılar yapılması fikir alışverişini ve üretkenliği artıracak, demokratik standartların yükseltilmesi, ilerletilmesi adına zemin oluşturacaktır.
Kamuoyuna arz ederiz.